KİLİT MÜLTECİ NÜFUSUNUN KORUMA HİZMETLERİNE ERİŞİMİNİN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİN AZALTILMASI
Toplumsal Cinsiyete Dayalı Şiddet
Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet; bir insanın cinsiyeti ve toplumsal cinsiyeti nedeniyle maruz kaldığı her türlü şiddettir. Şiddet denildiğinde akla ilk gelen genellikle fiziksel şiddet olur ancak fiziksel olmayan şiddet biçimleri de fiziksel şiddet kadar yaygındır ve kişinin beden ve ruh bütünlüğünü olumsuz olarak etkiler.
Ayrımcılık; ırk, renk, cinsiyet, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, cinsiyet ifadesi, meslek, yaş, dil, din, inanç, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, engellilik, siyasal ya da diğer görüşler gibi nedenlere dayalı olarak gerçekleştirilen ve kişinin hak ve özgürlüklerinin tanınmasını ve kullanılmasını engelleyen ya da doğrudan sınırlayan muamelelerdir. Ayrımcılığa neden olan muameleler, açık nedenlerle doğrudan, görmezden gelme ya da özel ihtiyacı gözetmeme yoluyla dolaylı olarak gerçekleşebilir. Nefret söylemi; ırkçı, cinsiyetçi ve heteroseksist nefret, yabancı düşmanlığı, hoşgörüsüzlük temelli saldırgan, aşağılayıcı ve tehdit edici yazılı, sözlü tüm ifade biçimleridir. Nefret söylemleri; milliyetçilik, ırkçı ya da cinsiyetçi merkeziyetçilik, ayrımcılık, azınlıklar ve göçmenlere karşı düşmanlık gibi diğer nefret biçimlerini yayar, teşvik eder, savunur ve haklı gösterir. Nefret suçu; kişi veya gruplara karşı ırk, dil, din, cinsiyet, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, cinsiyet ifadesi, meslek, etnik köken gibi sebeplerle oluşan önyargılar nedeniyle işlenen ve genellikle şiddet içeren suçlardır. Sistematik şiddet ve ayrımcılık sonucu gelişen sürekli suçlar olabilir. Şiddet; maruz kalan kişinin yaşamı, özgürlüğü, iradesi, sağlığı ve bütünlüğüne zarar verici, geçici ya da sürekli olarak bunların varlığını engelleyen her türlü hal ve hareketlerdir. Şiddet davranışları, uygulayıcısı tarafından bilinçli olarak karşıdaki kişiye üstünlük ya da hakimiyet kurmak, istenilen hal ve harekete zorlamak, imtiyaz ya da ayrıcalık sağlamak, saygınlık ya da sevgi kazanmak gibi çeşitli maddi ve manevi çıkarlar elde etmek için uygulanır. Fiziksel şiddet; bedene yönelik her türlü saldırıdır. Tokat, tekme, sarsma, boğaz sıkma, yaralama, saç çekme, sağlıksız koşullarda yaşamaya zorlama, işkence etme, öldürme gibi eylemlerdir. Psikolojik (duygusal) şiddet; kişinin ruh sağlığı ve bütünlüğünü hedef alır. Tek seferlik eylemlerden ziyade sürekliliği olan, tekrarlayan eylemler olabilir. Sürekli bağırmak, korkutmak, küfür ve hakaret etmek, başkalarıyla iletişimini kısıtlamak, giyim tarzına karışmak, sevdiği eşya ve hayvanlara zarar vermek, tehdit ve şantaj gibi eylemler örnek verilebilir. Ekonomik şiddet; maddi kaynakların ve gücün yaptırım, tehdit ve kontrol aracı olarak kullanılmasıdır. Para vermeyerek cezalandırmak, koşullar imkan vermesine rağmen ihtiyaçları karşılamamak, mal ve gelire el koymak, çalışmasına engel olmak ya da kişiyi rızası dışında çalışmaya zorlamak gibi davranışlardır. Cinsel şiddet; rıza olmadan cinsel ilişkiye zorlamaktır. Cinselliği tehdit aracı olarak kullanmak, istismar etmek, evli olsa da olmasa da partnerini istemediği zaman ve koşullarda ilişkiye zorlayarak tecavüz etmek, sarkıntılık, cinsel temas, cinsel taciz, cinsel içerikli rahatsız edici muamele, zorla cinsel içerikli yayın izletmek, cinsel organlara zarar vermek, para karşılığı ilişkiye girmeye zorlamak, zorla kürtaj yaptırmak ya da zorla çocuk doğurtmak, bekaret kontrolü yaptırmak gibi çok çeşitli yollarla ve farklı boyutlarda olabilir. Cinsel taciz; ısrarcı ve istek dışı cinsel yaklaşım, söz, davranış ve temaslardır. Söz, bakış, vücut dili, posta ve e-mail, mesajlaşma aracılığı ile rahatsız etmek, öpücük atmak, cinselliği ima eden hediyeler göndermek gibi davranışlarla gelişir. Cinsel istismar; kişinin başkaları tarafından cinsel amaçlarla kötüye kullanılması, suistimal edilmesi ve istemediği halde başkalarının cinsel davranışlarına hedef olmasıdır. Ensest; kişinin anne, baba, kardeş, büyükanne ve büyükbaba, amca, teyze gibi yakın akrabaları ile cinsel ilişkisidir. Taraflardan birinin rızası olmamasına rağmen ödül, kandırılma, baskı ve tehdit ile zorlama gibi koşullarda cinsel istismar ve cinsel taciz konusu bir suç olarak tanımlanır. Toplumsal tabu olduğu için ortaya çıkarılması oldukça zordur. Flört şiddeti; partnerler veya eski partnerler arasında farklı derecelerde zarar verici olabilen her türlü kontrol edici ve hükmedici davranıştır. Aşağılama, küçümseme, hesap sorma, kontrol etme, arkadaşlarını kısıtlama, olayların sorumluluğunu üstlenmeme, kendine zarar verme ve intiharla tehdit etme gibi davranışların tümüdür. Dijital şiddet; kişilerin mail, kısa mesaj, sosyal medya mesajlaşmaları gibi teknoloji ve dijital tabanlı yollarla tehdit edilmesi, şantaja maruz kalması, tacize uğraması gibi durumların tümüdür. Genel şiddet olgusuna tümünün yol açan davranışların dijital tabanlı araçlarla yönlendirilmesidir. Ev içi şiddet; aynı yaşam alanını paylaşan ya da aynı evi paylaşmasa da aile üyesi olan ya da sayılan kişiler arasındaki fiziksel, psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddet, ısrarlı takip gibi tüm şiddet biçimlerine neden olan davranış ve tutumlardır. Israrlı takip; aşırı gözetleme, partnerinin ya da eski partnerinin yaşamı hakkında casusluk yapma, partnerin ne zaman nerede olduğunu kendisiyle paylaşması için baskı yapma, sürekli telefonla arama gibi davranışlarla belirli bir süre boyunca tekrarlanan davranışlarla rahatsız etme, korkutma ve baskılamadır. İnsan ticareti; kişilerin cinsel kölelik, zorla çalıştırma ya cinsel istismara yönelik para karşılığı satılması, kullandırılmasıdır. Para karşılığı evlilik için eş sağlama, organ ve dokusunu satmaya zorlama, taşıyıcı annelik ya da dış döllenmeye zorlama gibi farklı amaçlara yönelik gerçekleşebilir. Çocukların ticari cinsel sömürüsü; çocukların para, mal yada menfaat karşılığında yetişkinlerle cinsel ilişkiye girmeye ve cinsel haz aracı olarak kullanılmaya zorlanması, yakınları ya da yabancılar tarafından ticari bir araç haline getirilmesidir. Şiddetin gözle görülür olmaması, var olmadığı ve kişileri olumsuz yönde etkilemediği anlamına gelmez. Her türlü şiddet suçtur, önlenmeli ve cezalandırılmalıdır. Töre, namus, gelenek, görenek gibi toplumsal nedenler şiddete gerekçe olarak gösterilebilir ancak giyim ve kişinin kendini ifade ettiği davranış şekli, evlilik dışı ilişki veya çocuk sahipliği, bakire olmamak, boşanmak ya da ayrılmak istemek, çalışmak istemek gibi durumların bahane edilmesi şiddetin cezasını hafifletmez.
Şiddet ve Temel İnsan Hakları
Şiddet, hem uluslararası insan hakları koruma mekanizmalarında hem de ulusal hukuk kurallarınca, gerekçesi her ne olursa olsun kabul edilemez bir durum ve temel insan hakları ihlalidir. Şiddet önlenmeli ve gerçekleşmesi durumunda cezalandırılmalıdır. Toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin önlenmesi için en temel alınabilecek uluslararası sözleşmeler aşağıdaki gibidir;
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi (İHEB) Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi (CEDAW) İstanbul Sözleşmesi (Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi) Bu sözleşmeler, imzacı ülkelere toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti önlemek için gerekli önlem ve koruma tedbirlerinin alınması ve şiddete dayalı ihlal durumlarının cezalandırılması yükümlülüğünü verir. İstanbul Sözleşmesi’nde toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin sadece kadınları değil, erkekleri de etkileyebileceği vurgulanmış ve Toplumsal Cinsiyete Dayalı İltica Talepleri (md.60) maddesinde; – Toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin zulüm olarak ve tamamlayıcı/ikincil korumayı gerektiren ciddi bir hasar biçimi olarak tanımlanabilmesi için yasal tedbirlerin alınması, – Tüm gerekçelerin toplumsal cinsiyete duyarlı biçimde yorumlanmasını ve bu yorumlama ile zulüm görme tehlikesi tespit edilirse başvuru sahiplerine mülteci statüsünün tanınmasını, – İltica başvurusu yapanlar için ülkeye kabul usulleri ve destek mekanizmalarının toplumsal cinsiyete duyarlı olmasının yanı sıra, mülteci statüsünün korunması ve toplumsal cinsiyete duyarlı uluslararası koruma başvurusu ve sığınma usullerinin oluşturulması için gerekli tedbirlerin alınmasına yönelik kararlara yer verilmiştir. Yine İstanbul Sözleşmesi’nde Temel Haklar, Eşitlik ve Ayrımcılık Yapılmaması (md.4) maddesi ile sözleşme hükümlerinin cinsiyet, toplumsal cinsiyet, ırk, renk, dil, din, görüş, köken, mülk, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, sağlık durumu, engellilik, medeni durum, göçmen ya da mülteci olma ya da başka bir statü gibi herhangi bir temele dayalı ayrımcılık yapılmaksızın herkes için uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun (6284); şiddet ya da şiddet uygulanma tehlikesi olması halinde herkesin bu durumu resmi makamlara şikayet edebileceğini söyler. Kanun, şiddete karşı alınabilecek tedbir kararları ve uygulanmasına yönelik esasları, Şiddet Önleme Merkezlerinin kurulması ve yürütülmesine dair esasları, şiddet mağdurları için maddi ve sosyal yardım esaslarını düzenler. Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu (YUKK); cinsiyete dayalı şiddete maruz kalmış kişileri özel ihtiyaç sahibi olarak tanımlar . Şiddet mağdurları, ihtiyaç duydukları tıbbi tedaviyi alma hakkına sahiptir ve şiddetten kaynaklı mağduriyet ortadan kalkıncaya kadar sınır dışı edilemezler. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nca hazırlanan 2016 – 2020 Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planı’nda mülteci kadınların şiddetten korunmasına yönelik faaliyetler planlanmıştır. Bunlardan bazıları ; – mülteci kadın ve çocukların koruyucu ve önleyici hizmetlerden faydalanmasının sağlanması, – Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerinin (ŞÖNİM) hizmetlerden mülteci kadınların da yararlanabileceği şekilde düzenlenmesi, – ALO 183 Sosyal Destek Hattından mülteci kadınların da yararlanmasının sağlanması, – Şiddetle mücadele için hazırlanacak materyallerde mültecilerin göz önünde bulundurulması, mülteci kadınların yerel ve ulusal düzeydeki çalışmalara dahil edilmesidir. - Şiddete Karşı Koruma Mekanizmaları ve Başvuru Şiddete maruz kaldığınızda ya da şiddet riski altında olduğunuzu düşündüğünüzde, şiddetin kaynağı her kim olursa olsun (eş, sevgili, polis, doktor, insani yardım çalışanı vb.) şikayet ve koruma için çeşitli kurumlara başvurabilirsiniz. Şiddete uğruyor, uğrama riskinizin olduğunu düşünüyor ya da şiddete uğrayan birine tanık oluyorsanız aşağıdaki bilgileri kullanarak başvuruda bulunabilirsiniz. Başvuru Makamları; – Valilik ve Kaymakamlık – Polis Merkezi – Jandarma Karakolu – Cumhuriyet Başsavcılığı ya da Aile Mahkemesi Hakimliği – Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlükleri – Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM) – Acil sağlık hizmeti sunumu yapan sağlık kuruluşları – Barolar – Sağlık Meslek Örgütleri – Bu alanlarda çalışan sivil toplum kuruluşları (Kadın, çocuk, genç) Şiddetin önlenmesi için yapacağınız başvuruların tamamı ücretsizdir.
Kanun gereği sizden herhangi bir ücret talep edilemez. Başvuru makamına doğrudan giderek ulaşamayacağınız durumlarda ve acil durumlarda arayabileceğiniz Acil Telefon Hatları; – ALO 155 Polis İmdat – ALO 156 Jandarma İmdat – ALO 183 Sosyal Hizmet Danışma Hattı – ALO 144 Sosyal Yardım Hattı – 112 Acil Sağlık – 187 İnsan ticareti hattı Şiddete Maruz Kaldığınızda; Polis Merkezi Amirlikleri veya Jandarma Karakollarına başvurabilirsiniz. – Yaşadıklarınızı anlatın ve tutanak tutulmasını isteyin. Bazı durumlarda tutanak atlanır ya tutulmak istenilmezse özellikle talep edin. Tutanağı okumadan imzalamayın, imzaladığınız tutanağın bir kopyasını isteyerek saklayın – Doğrudan hastaneye sevk edilerek darp raporu almanızın sağlanması gerekir. Eğer sevk yapılmazsa, tutanak tutulmadan önce darp raporu için hastaneye sevkinizi isteyin. – Doktor muayenesi esnasında polis veya jandarmanın içeri girme hakkı yoktur. İhlal durumunda kolluk kuvvetini uyarması için doktordan destek isteyin. – Ceza Muhakemeleri Kanunu(CMK) gereğince avukat talep etme hakkınız vardır, talebinizi polis ya da jandarmaya dile getirin. Avukat gelmeden ifade verme zorunluğunuz yoktur. İfade vermek ve tutanağı imzalamak için avukatın gelmesini bekleyebilirsiniz. – CMK dışında barolar ve sivil toplum kuruluşlarından da avukat desteği isteyebilirsiniz. – Şiddet mağduru ve failin aynı ortamda tutulması gerekir. Böyle bir durumda polis ve jandarmaya rahatsızlığınızı belirtin ve sorumluluğunu hatırlatın. – Eğer polis ve jandarma tarafından şiddete maruz kalırsanız doğrudan savcılığa giderek suç duyurusunda bulunabilirsiniz. Doğrudan savcılığa başvurarak su duyurusunda bulunabilirsiniz. – Herhangi bir şiddet olayından sonra ve özellikle polis, jandarma ve sağlık personelinden gördüğünüz şiddet sonrası bulunduğunuz bölgedeki savcılığa gidip dilekçe vererek suç duyurusunda bulunabilirsiniz. İmzalı dilekçenin bir kopyasını mutlaka kendinize alarak saklayın. – Şikayet dilekçenize varsa darp raporunuzu ve diğer delilleri eklemeyi unutmayın. – Dilekçe sonrasında soruşturma başlatılacak, gerekli görülürse iddianame hazırlanarak dava açılacaktır. Tebligatların size ulaşabilmesi için mutlaka gerçek ve ulaşılabilir olacağınız bir adresi de belirtin. – Bütün bu süreçlerde zorlanacağınızı düşünüyorsanız avukat desteği almalısınız. Eğer avukat için maddi imkanınız yoksa bulunduğunuz ildeki baroya ya sivil toplum kuruluşlarına ulaşarak hukuki danışmanlık ve avukat desteği alabilirsiniz. Doğrudan savcılığa başvurarak su duyurusunda bulunabilirsiniz. – Cinsel şiddete maruz kaldıktan sonra sonrası darp ve sağlık raporu almanın yanı sıra ihtiyaç halinde sağlık durumunuzun iyileştirilmesi için tedavi de yapılmalıdır. Tedavi için hastanelerin acil servislerine ya da birinci basamak sağlık kuruluşlarına gidebilirsiniz. – Cinsel şiddet mağduriyeti sonrası istenmeyen gebelik ve cinsel yolla bulaşan enfeksiyon riski vardır.
Gebelik riskini azaltmak için; Ertesi gün hapı kullanabilirsiniz. En geç 72 saat içinde eczanelerden temin edebileceğiniz ertesi gün hapını kullanarak gebeliği önleyebilirsiniz. Ertesi gün hapı, ne kadar erken alınırsa o kadar etkilidir ve oluşan gebeliği önleyemez. Sağlık personeline başvurarak bakırlı rahim içi araç (RIA) uygulaması yaptırabilirsiniz. RİA uygulaması genel olarak gebelikten korunma yöntemi olarak kullanılmakla birlikte korunmasız ilişkiden 5 gün sonrasına kadar gebeliği önleme etkisi olduğu için riskli durumlar için güvenilir bir acil durum müdahalesidir. Cinsel yolla bulaşan enfeksiyon riskini azaltmak için; Sağlık kurumların başvurarak enfeksiyonların tespitine yönelik tarama testi yaptırmalısınız. HIV’den korunmak için maruziyet sonrası önleyici tedavi anlamına gelen PeP uygulanmalıdır. PeP, şüpheli durumdan sonra en geç 72 saat içinde başlamalıdır. Toplam 28 gün sürer ve mutlaka uzman hekim tarafından uygulanmalıdır. - Şiddet Sonrası Travma Etkileri ve Travma Sonrası Psiko-Sosyal Destek En genel anlamıyla travma; bir olaya ya da derin üzüntü yaratan ya da rahatsız eden bir tecrübeye psikolojik ya da duygusal tepki olarak tanımlanabilir. Kaza geçirme, hastalık veya yaralanma, şiddete maruz kalma, sevilen birini kaybetme veya boşanma gibi üzücü birçok deneyim kişilerde travma etkisi yaratabilir.
Herkes travmatik bir olayı farklı şekilde deneyimler çünkü hepimiz hayatımızdaki daha önceki deneyimler ışığında yeni olumsuz deneyimlerle yüzleşiriz. Yaşadıkları ülkede yoğun çatışma ve şiddet ortamında bulunmaları, sığınma için yer değiştirme, kayıplar, ev sahibi toplumla yaşanan uyum sorunları ve diğer sosyo-ekonomik zorlukların yarattığı travmalar; kişi ve grupları şiddete daha açık hale getirirken şiddete maruz kalmanın etkileri de tüm bu travmalarla birleşir. Kişi yaşadığı travmayla başa çıkamadığında gündelik yaşamına yayılan birçok belirtiyle karşılaşabilir. Şiddet mağduru kişilerde görülebilecek psikolojik ve psiko-sosyal etkilerin bazıları aşağıdaki gibidir; -Yaralanma gibi fiziksel beden bütünlüğünün zarar görmesinden kaynaklı ağrı ve acıların getirdiği psikolojik yıpranma – Depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu – Özgüven kaybı – Yoğun biçimde hissedilen suçluluk, korku, kaygı, utanç gibi duygular – Uyku bozuklukları ve iştah bozuklukları – Bedensel Belirti Bozuklukları – İntihar davranışına kadar uzanan kendine zarar verme davranışları – Panik Bozukluk gibi kaygıya bağlı gelişen bozukluklar – Bağımlılıklar Tüm bu travmatik deneyimler kişilerde zihinsel sağlığın gelişmesini ve psiko-sosyal problemlerin aşılmasını engeller. Bu tür bir ortam içerisinde psiko-sosyal destek alımı, mültecilerin yaşadıkları deneyimlerle baş edebilmesinde ve ona karşı direnç kurabilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Psiko-sosyal destek, kişilerin travma sonrası ortaya çıkabilecek psikolojik uyumsuzluklara karşı güçlendirilmesi, travmaya bağlı belirtilerin azaltılması ya da ortadan kaldırılmasını, bozulan sosyal ilişkilerin yeniden geliştirilmesi, kişilerin kendi potansiyellerini fark etmelerinin sağlanması, güçlendirilmesi ve desteklenmesini kapsar Psiko-sosyal destek; – Travma sonrası kişilere psikolojik destek verilmesi, psikiyatrik hizmetlere ihtiyaç duyanların belirlenerek yönlendirilmesini, – Diğer sosyal ve maddi yardımların toplumsal yapıdan kaynaklı koşullarla uygun olarak sürdürülmesini, – Kişi ve gruplara katılım imkanı vererek kendi ihtiyaçlarını belirlemeleri, çözüm için harekete geçmelerinin sağlanmasını, – Halihazırda yürütülen hizmetlerle yararlanıcıların buluşmasını, – Olası acil durumlara karşı kişilerin hazırlıklı olmasını ve baş etme becerilerinin geliştirilmesini sağlar. Psiko-sosyal destek hem kamu kurumları hem de sivil toplum kuruluşları tarafından çeşitli şekillerde sağlanabilir; İhtiyaç ve Kaynak Değerlendirmesi; kitlesel travmalar sonrası etkilenme derecesi ve var olan destek hizmetlerinin değerlendirmesi ve planlanmasıdır. Psikolojik İlk Yardım; travma sonrası kişilerin duygularını ve kendilerini ifade etmelerinin sağlanması, temel psikolojik bilgilerin verilerek rahatlatılmasıdır. Grup görüşmeleriyle, bilgilendirme amaçlı dağıtılan broşürlerle, medya araçlarıyla gerçekleştirilebilir. Sevk Etme ve Yönlendirme; psikolojik ve psikiyatrik desteğe ihtiyaç duyduğu tespit edilen kişilerin ilgili hizmetleri alabilmeleri için uzmanlara ve kurumlara yönlendirilmesidir. Bilgi Merkezi Oluşturma; temel korunmaya ilişkin bilginin tüm ihtiyaç sahipleriyle paylaşılabileceği, kolay ulaşılabilir bir bilgi merkezinin oluşturulmasıdır. Toplumu Harekete Geçirme; travma sonrası rehabilitasyon ve psiko-sosyal destek çalışmaları için toplumsal katılımın sağlanması, bu farkındalık yaratılmasıdır. Sosyal Projeler; sıklıkla kullanılan yöntemlerden biridir. Travma sonrası kişilerin sosyal ve toplumsal yaşama katılarak başa çıkma kapasitelerinin gelişmesini, yeniden yaşamın kontrolünü sağlama duygusunun kazanılmasını sağlar. Eğitimler; en yaygın psiko-sosyal destek biçimidir. Travma sonrası etkilenen kişiye ya da bu alanda çalışan sosyal çalışmacı ve diğer uzmanlara eğitim yoluyla ulaşılarak güçlendirme yapılır. Şiddet mağdurları için psiko-sosyal desteğin şiddet konusunda uzman sosyal çalışmacılarca yapılması ve yararlanıcıların şiddete maruz kalma nedenleri de göz önünde bulundurularak özel ihtiyaçlarının gözetilmesi son derece önemlidir. Ancak kişiye özgü ihtiyaçların ilk etapta tespit edilmesi her zaman mümkün değildir. Ulaştığınız psiko-sosyal destek size iyi gelmiyorsa sorununuz çözümsüz değil, aldığınız destek size uygun olmayabilir. Lütfen bu durumu temasa geçtiğiniz sosyal çalışmacı ve uzmanlarla paylaşın. - Destek Alınabilecek Kurum ve Yerler Şiddete karşı koruma kişisel güvenliğin korunması için ilgili mekanizmalara yapılacak şikayet ve ihbar başvurularının yanı sıra şiddet mağduriyeti sonrası süreçte hukuki destek, psiko-sosyal destek ve sosyal yardımlara erişebilmesi önemlidir. Bu desteklerden yararlanmak için başvurulabilecek kurum, kuruluşlar ve destek hatlarından bazıları aşağıdaki gibidir; Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlükleri Özellikle ŞÖNİM’lerin olmadığı illerde danışman, psiko-sosyal destek, sığınma evi/konukevi ve maddi yardım desteği için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlüklerine başvurulabilir. Bunun yanı sıra aşağıdaki destek hatlarını da arayabilirsiniz; ALO 183 Sosyal Hizmet Danışma Hattı ALO 144 Sosyal Yardım Hattı Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüklerinin bilgisine ulaşmak için Hizmet Birimleri ve Destek Hattı Hizmet Birimlerinde HIV ile yaşayan, LGBTİ ve seks işçisi mülteciler için toplumsal cinsiyete dayalı şiddete karşı psiko-sosyal danışmanlık ve hukuki destek verilmektedir. Şiddete maruz kaldığınızda ya da kendinizi şiddet riskiyle karşı karşıya hissettiğinizde Hizmet Birimlerine doğrudan gelerek ya da Türkiye’nin her yerinden ücretsiz olarak 0850 888 0 539 numaralı Destek Hattını arayarak danışmanlık ve hukuki destek isteyebilir, vaka yönetiminden yararlanabilirsiniz. Vaka yönetimi, vakanın kayıt altına alınması, şiddet ile ilgili suç duyurusu, adli süreçlerin takibi, tıbbi ve psiko-sosyal desteğin planlanması gibi süreçlerden oluşur. Hizmet Birimlerinde ya da saha çalışmaları esnasında tespit edilen şiddet durumlarıyla ilgili kişilerin onay ve rızası alınarak vaka yönetimi yapılır. Siz de şiddete maruz kalmanız durumunda doğrudan Hizmet Birimi’ne gelerek ya da 0850 888 0 539 numaralı Destek Hattını arayarak vaka yönetimi talebinde bulunabilirsiniz. Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM) Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı olarak açılan ve şiddetin önlenmesi için gerekli uzman personelin çalıştığı merkezlerdir. Barınma, kreş yardımı, geçici maddi yardım, istihdam edinme desteği, rehberlik ve danışmanlık, hukuki destek ve tıbbı destek hizmeti verilir. 7/24 ulaşılabilir olma esasıyla çalışır. Şiddete maruz kaldığınızda doğrudan bu merkezlere başvurabilirsiniz. İstanbul Sözleşmesi gereği, mülteciler de ŞÖNİM’lerden doğrudan yararlanabilir.Türkiye genelindeki ŞÖNİM’lerin adres ve iletişim bilgisine ulaşmak için tıklayınız. Konukevleri Risk altındaki kadınların ve 12 yaşından küçük çocukların geçici süreyle güvenli barınma ortamı ihtiyacı karşılanır. 12 yaşından büyük çocuklar gerekli incelemenin ardından Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bağlı yurtlara yerleştirilir. Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, Kaymakamlık ve Valilikler, Belediyeler ve Sivil Toplum Kuruluşları yürütebilir. Tüm hizmetlerin gizlilik esasıyla yürütüldüğü sığınma evlerinde kalma süresi 3 aydır. Gerekli durumlarda uzatılabilir. Sığınma evlerinde verilen destekler aşağıdaki gibidir; – barınma ihtiyacının karşılanması – psikolojik ve sosyal destek – barolarla işbirliği içinde hukuksal danışmanlık – iş ve meslek edindirmeye yönelik çalışmalar – Kendi evini tutmak isteyenlere destek Eğer konukevi desteğinden yararlanmak istiyorsanız bulunduğunuz ilde Valilik, Kaymakamlık,aile ve sosyal politikalar il müdürlükleri, savcılık, polis merkezi, jandarma karakolu, belediyelerin kadın danışma merkezleri ve ŞÖNİM’ lere şiddete maruz kaldığınızı belgeleyecek şekilde başvurabilirsiniz. Adli Yardım Avukat ücretinin karşılanamayacağının kanıtlandığı durumlarda Türkiye Barolar Birliği’nin sağladığı ücretsiz avukatlardan yararlanılabilir. Adli yardım talebi için bulunduğunuz ildeki barolara başvurabilirsiniz. Bulunduğunuz ilde baro bilgisi için Türkiye Barolar Birliği’ne ulaşabilirsiniz. Türkiye Barolar Birliği, avukatlara Arapça ve Farsça tercüme desteği sağlamaktadır. Avukatınızla görüşürken dil sorunu yaşamamak için 0312 292 52 52 numaralı hattı arayacak tercüme desteği almasını isteyebilirsiniz. ANKARA BAROSU GELİNCİK MERKEZİ Ankara Barosu tarafından yürütülen Gelincik Merkezi şiddet mağduru kadınlar, çocuklar ve LGBTİ’lere ücretsiz hukuki destek verir ve ihtiyaç durumunda psikolog ve sosyal hizmet uzmanlarına yönlendirir. Merkeze gelmenin yanı sıra 7 gün 24 saat hizmet veren 444 43 06 numaralı Gelincik Hattını da arayabilirsiniz. Adres: Ihlamur Sok. No:1 Kızılay/Ankara Telefon: 444 43 06 E-posta: gelincik@ankarabarosu.org.tr Web Sitesi: http://www.gelincikprojesi.org.tr MOR ÇATI KADIN SIĞINAĞI VAKFI Toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle mücadele için çalışır. Şiddet mağdurları için sığınma evi ve hukuki danışmanlık desteği verir. Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah. Anadolu Sok. No:23 D:7-8 Beyoğlu/İstanbul Telefon: 0212 292 52 31 – 32 E-posta: morcati@morcati.org.tr Web Sitesi: www.morcati.org.tr KADINLARLA DAYANIŞMA VAKFI (KADAV) Göçmen kadınların korunmasına yönelik çalışır. Şiddete karşı koruma, adli tıp, can güvenliğinin sağlanması gibi konularda danışmanlık ve destek verilir. Adres: Tomtom Mah. Yeni Çarşı Cad. Galatasaray Apt. No:26 D:8-9 K:4 Beyoğlu-İstanbul-Türkiye Telefon: 0212-251 58 49-50 E-posta: info@kadav.org.tr Web Sitesi: http://www.kadav.org.tr HELSİNKİ YURTTAŞLAR DERNEĞİ Nefes Merkezi kapsamında kötü muameleye maruz kalmış göçmen ve mülteciler için destek sağlanır. Psikolojik destek , sosyal destek ,tıbbi vaka yönetimi, sağlık hizmetleri için tercüme ve eşlik desteği almak mümkündür. Adres: Akşemsin Mah. Karamuk Sok. No:26 Fatih/İstanbul Telefon: 0212 531 40 28 E-posta: info-istanbul@hyd.org.tr Web Sitesi: http://www.hyd.org.tr MÜLTECİ HAKLARI MERKEZİ Kapsamlı ve ücretsiz hukuki danışmanlık hizmeti verilir. Adres: Refik Saydam Cad. No:39 Dilber Apt. No:11 Telefon: 0212 292 48 30 E-posta: info@mhd.org.tr Web Sitesi: http://www.mhd.org.tr SIĞINMACI VE GÖÇMENLERLE DAYANIŞMA DERNEĞİ (SGDD – ASAM) Mültecilere yönelik destek hizmetleri verilir. UNHCR’ın işbirliği yaparak saha faaliyetlerini yürüttüğü kuruluşlardan biridir. Bulunduğunuz ildeki merkezler ve temsilcilikler ile ilgili detaylı bilgiye http://sgdd.org.tr/where-we-work linki üzerinden veya merkezi arayarak erişebilir ya da destek hattını arayabilirsiniz. DANIŞMANLIK HATTI: (0312) 212 60 12 İNSAN KAYNAĞINI GELİŞTİRME VAKFI (İKGV) UNHCR’ın işbirliği yaparak saha faaliyetlerini yürüttüğü kuruluşlardan biridir. Farklı şehirlerdeki hizmet merkezleri ile mültecilere destek verir. Hizmet merkezleriyle ilgili bilgi için İKGV ile iletişime geçebilirsiniz. Adres: Yeni çarşı Cad. No: 34 Beyoğlu / İstanbul 34425 Telefon : +90 212 293 1605 Web Sitesi: http://www.ikgv.org/ MÜLTECİLERLE DAYANIŞMA DERNEĞİ (MÜLTECİ – DER) Mültecilikle ilgili sorunlarınız için destek alabilirsiniz. Adres: Uğur Mah. 848 Sok. No:16 Konak/İzmir Telefon: 0232 483 54 21 E-Posta: bilgi@multeci.org.tr Web Sitesi: www.multeci.org.tr Mülteci Destek Derneği (MUDEM) Hukuki destek vermektedir. Doğrudan +90 312 427 27 02 numaralı destek hattından ulaşılabilir. Destek hattı: +90 312 427 27 02 Adres : ÜSKÜP CAD. ÇEVRE SOK. 6A/6 ÇANKAYA ANKARA Telefon : +90 0312 427 27 02 E-posta : info@multecidestekmerkezi.org Website:http://mudem.org/ KAMER Vakfı 24 Saat Destek Hattını arayarak şiddet sonrası ve diğer konularda destek alabilirsiniz Hizmet verdiği diğer illerle ilgili bilgiye web sitesinden ya da telefonla arayarak ulaşabilirsiniz. Adres: Ali Emiri 3. Sok. Es-Şal Apt. No:1-2 Yenişehir/Diyarbakır Telefon: 0412 228 10 53 E-Posta: info@kamer.org.tr Web Sitesi: www.kamer.org.tr 24 Saat Destek Hattı: 0530 664 44 10 MOR SALKIM KADIN DAYANIŞMA DERNEĞİ Kadınlar için şiddetle mücadele desteği verir. Adres: Nilüfer Belediyesi Dernekler Yerleşkesi Konak Mah. Seçkin Sok. 23/1 Nilüfer/Konya Telefon: 0531 033 88 44 E-Posta: morsalkimderneği@hotmail.com Web Sitesi: www.morsalkim.org ULUSLARARASI KORUMA ALANINA DAİR BİLGİLER
Uluslararası Koruma
Kendi ülkelerinde ırkı, dini, milliyeti, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm göreceği korkusu taşıyan ve bu yüzden ülkesinden ayrılan ve korkusu nedeniyle geri dönemeyen veya dönmek istemeyen kişiler temel insan haklarının ve fiziksel güvenliklerinin korunması ve güvence altına alınmasını sağlamak için bir başka devletten uluslararası koruma isteyebilir. Bu kişilerin mülteci olup olmadıkları anlaşılıncaya kadar ve mülteci statüsü aldıktan sonra risk taşıdıkları ülkeye zorla geri gönderilmemeleri anlamına gelir. Türkiye’deki mevcut uygulamada Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) ve Göç İdaresi Genel Müdürlüğü (GİGM) bu konu ile ilgilenen iki kurumdur.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK – UNHCR) ve Hizmetleri Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin amacı, ülkesini savaş ya da zulüm gibi nedenlerden terk etmiş olan kişilere uluslararası koruma sağlamaktır. BMMYK’nın temel iki görevi; uluslararası korumanın sağlanmasında devletlere destek olmak ve uluslararası koruma talebinde bulunan kişiyi ülkesine geri gönderilme riskine karşın mülteci statüsüyle üçüncü bir ülkeye yerleştirmektir. Bu görevleri yerine getirmek için Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği ülke ofisleri ile hizmet verir. UNHCR Türkiye’nin temel faaliyet alanları aşağıdaki gibidir; – BM kuruluşlarının Suriye mülteci krizine müdahalesine yönelik çalışmalara liderlik eder ve koordinasyonu sağlamak – Uluslararası koruma ihtiyacındaki kişilerin koruma ve sosyal destek mekanizmalarına erişimini güçlendirmek – T.C. Devleti yetkilileriyle çalışarak kamp ve kentsel alanlardaki mültecilere insani yardım sağlamak – Ulusal sığınma sisteminin güçlendirilmesi için mevzuat ve kurumsal kapasite gelişimini desteklemek – Suriyeli olmayan mültecilerin kayıt ve statü belirleme işlemi sonrası üçüncü ülkeye yerleştirilmelerini takip etmek UNHCR Türkiye, temel faaliyet alanlarında yürüttüğü çalışmaları kapsamında “UNHCR – HELP” web sitesi hazırlanmıştır. HELP (Yardım) sitesi Arapça, Farsça, İngilizce ve Türkçe olmak üzere dört farklı dilde kullanılabilir ve sitede Suriyeli mültecilerin sıklıkla ihtiyaç duyabilecekleri çeşitli konularda bilgilendirme ve yönlendirmeler yer alır. GÖÇ İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (GİGM) VE HIZMETLERI Göç İdaresi Genel Müdürlüğü temel olarak Türkiye’deki düzenli ve düzensiz göçe ilişkin uluslararası korumanın sağlanması için çalışır. Ülkesini savaş ve zulüm gibi sebeplerden dolayı terk etmiş olan kişilere uluslararası koruma statüsünün belirlenmesi için çalışan yetkili mekanizmadır. Sınır ötesi göçmenlerin, uluslararası koruma başvurusu yaptıklarında başvuruyla ilgili karar verilinceye kadar Türkiye’de kalmalarına izin verilir ve bazı temel haklardan ve hizmetlerden yararlanmaları sağlanır. Eğer başvuruyla ilgili olumlu karar verilirse, uluslararası koruma statüsüyle Türkiye’de kalabilir ve bazı temel hak ve hizmetlerden yararlanmaya devam edilebilir. Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün doğrudan göçmenlere temas ettiği hizmetleri üç başlık altında toplanabilir; – Kayıt İşlemleri Düzenli ve düzensiz göçün kayıt altına alınması işlemleridir. Göçmenlerin kayıt işlemleri yapılır ve kimlikleri verilir. – Geri Gönderme Merkezleri Geri Gönderme Merkezlerinin işletilmesi ve alanda çalışan diğer kurumlarca işletilmesi için işbirliklerinin yapılmasını sağlar. Merkezlerde göçmenlere yönelik acil ve temel sağlık hizmetlerinin verilmesi; yakınları, avukatları, konsolosluk ve UNHCR yetkilileri ile görüşmelerin sağlanması; çocukların yüksek yararı gözetilerek barındırılması, eğitim ve öğretimden yararlanmalarının sağlanmasına yönelik hizmetler yürütülür. – Kabul ve Barınma Merkezleri Uluslararası koruma başvurusu yapmış ve koruma sahibi kişiler için barınma hizmeti sağlanan merkezlerdir. Sağlık, eğitim ve diğer sosyal ihtiyaçlar karşılanır. Bunun yanı sıra YİMER 157 (Yabancılar İletişim Merkezi) de hem mülteciler hem de diğer göçmenlerin ihtiyaçlarını karşılamak için hizmet vermektedir. YİMER, göçmenlerin ikamet, geçici koruma kapsamındaki kimlik numarası sorgulaması gibi online işlemlerin yanı sıra göçmenler için güvenilir ve erişilebilir bilgi sağlamayı hedefler. Arapça, Almanca, Farsça, İngilizce, Rusça ve Türkçe olmak üzere altı farklı dile online bilgi formu ve 0312 157 11 22 numaralı 7/24 çalışan ihbar ve yardım hattı ile hizmet vermektedir.
Türkiye’de Uluslararası Koruma Türleri
6458 Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’na (YUKK) esasen Türkiye Devleti 1951 Cenevre Sözleşmesi’nin getirdiği coğrafi kısıtlama ilkesine uygun olarak 3 farklı uluslararası koruma statüsü sunar;
1 MÜLTECİ 1951 Cenevre Sözleşmesi gereğince, Avrupa ülkelerinde meydana gelen olaylar nedeniyle bu ülkelerden gelen ve Türkiye’ye uluslararası koruma başvurusu yapan kişilere verilen yasal uluslararası koruma statüsüdür. Mültecilik statüsünün sadece Avrupa menşe ülkelerinden gelen kişilere verilmesi ise 1951 Cenevre Sözleşmesi’nin getirdiği coğrafi kısıtlamadan kaynaklanır. 2 ŞARTLI MÜLTECİ Avrupa ülkeleri dışında meydana gelen olaylar sebebiyle; ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşüncelerinden dolayı zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan, ya da söz konusu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen kişilere ve bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen vatansız kişiye statü belirleme işlemleri sonrasında şartlı mülteci statüsü verilir. Üçüncü ülkeye yerleştirilinceye kadar, şartlı mültecinin Türkiye’de kalmasına imkan sağlanır. 3 İKİNCİL KORUMA Mülteci veya şartlı mülteci olarak nitelendirilemeyen, ancak menşe ülkesine veya ikamet ülkesine geri gönderildiği takdirde;
a) Ölüm cezasına mahkûm olacak veya ölüm cezası infaz edilecek,
b) İşkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacak,
c) Uluslararası veya ülke genelindeki silahlı çatışma durumlarında, ayrım gözetmeyen şiddet hareketleri nedeniyle şahsına yönelik ciddi tehditle karşılaşacak, olması nedeniyle menşe ülkesinin veya ikamet ülkesinin korumasından yararlanamayan veya söz konusu tehdit nedeniyle yararlanmak istemeyen yabancı ya da vatansız kişiye, statü belirleme işlemleri sonrasında verilen statüyü ifade eder.
- Geri Göndermeme İlkesi Geri göndermeme ilkesi, 1951 Cenevre Sözleşmesi’nin getirdiği en önemli uygulamalardan biridir. 1951 Cenevre Sözleşmesi 33.maddesinde mülteci ve sığınmacıların zulüm tehlikesinin olduğu yerlere geri gönderilmesini yasaklanır. Bu ilke bir uluslararası gelenek hukuku kuralıdır. Geri göndermeme ilkesinin 2 istisnası (m.33/2) bulunmaktadır: – Kişinin bulunduğu ülkenin güvenliği için tehlikeli sayıldığına dair ciddi sebeplerin varlığı, – Kişinin ciddi bir adi suçtan mahkum olması nedeniyle kesin hükümle mahkum olması için söz konusu ülkenin halkı açısından tehlike oluşturmaya devam etmesi. Bu istisna durumlar kişinin gönderilmesinin onu işkence, zalimane ve insanlık dışı muameleye maruz bırakacağına dair riskin varlığı halinde uygulanmaz. Geri Göndermenin Gerçekleşebileceği Durumlar Türkiye’de geri göndermeme ilkesi, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu (YUKK)ile düzenlenir. YUKK kapsamında geri gönderilmeme ilkesine rağmen sınır dışı edilebilecek kişiler tanımlanmıştır. – Terör örgütü veya çıkar amaçlı suç örgütü yöneticisi, üyesi veya destekleyicisi olanlar – Türkiye’ye giriş, vize ve ikamet izinleri için yapılan işlemlerde gerçek dışı bilgi ve sahte belge kullananlar – Türkiye’de bulunduğu süre zarfında geçimini meşru olmayan yollardan sağlayanlar – Kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlar – Vize veya vize muafiyeti süresini on günden fazla aşanlar veya vizesi iptal edilenler – İkamet izinleri iptal edilenler – İkamet izni bulunup da süresinin sona ermesinden itibaren kabul edilebilir gerekçesi olmadan ikamet izni süresini on günden fazla ihlal edenler – Çalışma izni olmadan çalıştığı tespit edilenler – Türkiye’ye yasal giriş veya Türkiye’den yasal çıkış hükümlerini ihlal edenler – Hakkında Türkiye’ye giriş yasağı bulunmasına rağmen Türkiye’ye geldiği tespit edilenler – Uluslararası koruma başvurusu reddedilenler, uluslararası korumadan hariçte tutulanlar, uluslararası koruma başvurusu kabul edilemez olarak değerlendirilenler, uluslararası koruma başvurusunu geri çekenler, uluslararası koruma başvurusu geri çekilmiş sayılanlar, uluslararası koruma statüleri sona eren veya iptal edilenlerden haklarında verilen son karardan sonra Türkiye’de kalma hakkı bulunmayanlar – İkamet izni uzatma başvuruları reddedilenlerden, on gün içinde Türkiye’den çıkış yapmayanlar – Uluslararası koruma başvuru sahibi veya uluslararası koruma statüsü sahibi olup ülke güvenliği için tehlike oluşturduğuna dair ciddi emareler bulunanlar Sınır dışı edilebilecekler arasında “Türkiye’de bulunduğu süre boyunca geçimini meşru olmayan yollardan temin etme”(1-ç), “Kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlar” (1-d) ve “Çalışma izni olmadan çalıştığı tespit edilenler” (1-ğ) ibarelerinin yer alması çoğu zaman kolluk kuvvetlerince hedef haline gelebilen seks işçiliği yapan ve HIV ile yaşayan mültecileri geri gönderilme riskine açık hale getirir. Bunun yanı sıra 2016 yapılan değişiklikle eklenen 2. fıkra; terör ve suç örgütü mensupları, kamu düzeni veya kamu güvenliği ile kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlar için geri gönderilmeme ilkesinin koruma ve koruma başvuru sürecinin her aşamasında askıya alınabileceğini söyler. Geri Gönderme Kararına Karşı Yargı Yolu Sınır dışı etme kararı, gerekçeleriyle birlikte hakkında sınır dışı etme kararı alınan kişiye, yasal temsilcisine ya da avukatına tebliğ edilerek kararın sonucu, itiraz usulleri ve süreleri hakkında bilgilendirilir. İdare mahkemesine başvuru ve özellikleri:
Kişi, yasal temsilcisi ya da avukatı sınır dışı etme kararının tebliğinden itibaren on beş gün içinde idare mahkemesine başvurabilir.
Mahkemeye başvuran kişi, sınır dışı etme kararını veren makama da başvurusunu bildirir.
Mahkemeye yapılan başvurular on beş gün içinde sonuçlandırılır.
Mahkemenin vermiş olduğu karar kesindir.
Yabancının rızası saklı kalmak kaydıyla, dava açma süresi içinde veya yargı yoluna başvurulması hâlinde yargılama sonuçlanıncaya kadar yabancı sınır dışı edilmez.
Bireysel başvuru hakkı Anayasa ile herkese tanındığından hakkında sınır dışı etme kararı alınan kişi idare mahkemesinin kararı üzerine Anayasa Mahkemesine başvurabilir.
İdari Gözetim Kararı ve Geri Gönderme Merkezleri
Geri gönderme kararı alınanlardan kişiler eğer aşağıdaki koşullara sahipse haklarında valilik tarafından idari gözetim kararı alınabilir;
Kaçma ve kaybolma riski bulunanlar,
Türkiye’ye giriş veya çıkış kurallarını ihlal edenler,
Sahte ya da asılsız belge kullananlar,
Kabul edilebilir bir mazereti olmaksızın Türkiye’den çıkmaları için tanınan sürede çıkmayanlar,
Kamu düzeni, kamu güvenliği veya kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlar.
Haklarında idari gözetim kararı alınanlar Geri Gönderme Merkezlerinde (GGM) tutulurlar. GGM’ndeki idari gözetim süresi altı ayı geçemez. Ancak bu süre, sınır dışı etme işlemlerinin yabancının iş birliği yapmaması veya ülkesiyle ilgili doğru bilgi ya da belgeleri vermemesi nedeniyle tamamlanamaması hâlinde, en fazla altı ay daha uzatılabilir.
İdari gözetiminin devamına gerek olmadığı belirlenen kişiler İçişleri Bakanlığı’na bildirilir. Bakanlığın uygun görmesi halinde bu kişiler hakkındaki idari gözetim kararı kaldırılır ve kendisine Çıkış İzin Belgesi verilir. Bu yabancılardan belli bir adreste ikamet etmeleri veya istenilen şekil ve sürelerde bildirimde bulunmaları istenebilir. İdari gözetime alınan kişilere Geri Gönderme Merkezlerinde (GGM)kaldıkları süre boyunca;
Acil ve temel sağlık hizmetleri,
Yakınlarına, notere, yasal temsilciye ve avukata erişme ve bunlarla görüşme yapabilme, ayrıca telefon hizmetlerine erişim,
Ziyaretçileri, vatandaşı olduğu ülke konsolosluk yetkilisi, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği görevlisiyle görüşebilme imkânı sağlanır.
Ayrıca
Çocukların yüksek yararları gözetilir, aileler ve refakatsiz çocuklar ayrı yerlerde barındırılır,
Çocukların eğitim ve öğretimden yararlandırılmaları hususunda, Millî Eğitim Bakanlığınca gerekli tedbirler alınır.
Uluslararası ve Geçici Koruma Kayıt ve Başvuru
Koruma Başvurusunda Bulunmak
Türkiye’de uluslararası koruma başvurularının yapıldığı kurum Göç İdaresi Genel Müdürlüğü (GİGM)’dür. Ülkesini savaş veya zulüm sebepleriyle terk eden ve bu sebeplerden ya da ölüm cezası veya işkence görme tehlikesinden dolayı ülkesine dönemeyecek durumda olan kişiler, Türkiye’de yasal bir hukuki statü ile kalmaya devam etmek ve uluslararası koruma için bulunduğu ildeki İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne (İGİM) başvuruda bulunmalıdır. Suriyeli Mülteciler, Türkiye’de Geçici Koruma uygulamasına tabidir ve bunun yanı sıra ayrıca uluslararası koruma başvurusu yolu açık değildir. Geçici korumadan yararlanmak ve yasal olarak Türkiye’de kalabilmek için bulundukları için İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne giderek kayıt yaptırmak gerekir. Kayıt için doğru kimlik bilgilerinin verilmesi, kimlik ve diğer belgelerin sunulması istenir. Kayıt için başvuran kişilere 30 gün içerisinde ‘Geçici Koruma Kimlik Belgesi’ni’ almak üzere ön kayıt belgesi verilir . Bunun yanı sıra Suriye dışından gelen ve geçici koruma kapsamında olmayan mülteciler, uluslararası koruma başvurusu için Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği ve T.C. Devleri makamlarına ayrıca kayıt yaptırmalıdır.
Üçüncü Ülkeye Yerleştirme Üçüncü ülkeye yerleştirme, mültecilerin sığındıkları ülkeden, koruma ve ihtiyaç duydukları yardıma ulaşacakları bir başka ülkeye gönderilmelerine olanak tanıyan bir çözümdür. Mülteci statüsünün tanınması, bir mültecinin her zaman üçüncü bir ülkeye yerleştirilmek üzere yönlendirileceği ve dosyasının sunulacağı anlamına gelmez. Üçüncü ülkeye yerleştirme bir hak değildir ve bu nedenle başvuruya dayalı bir süreç de değildir. Üçüncü ülke yerleştirmeleri için kontenjanların çok sınırlı olması nedeniyle en hassas durumdaki ve en yüksek risk altındaki kişilere öncelik verilerek çok az sayıda mülteci için üçüncü ülkeye yerleştirilebilmektedir. Kişiler üçüncü ülkeye yerleştirme talebinde bulunamaz, UNHCR en hassas durumdaki vakaların tespiti için GİGM ile birlikte çalışır.
Üçüncü ülkeye yerleştirmeye ilişkin nihai kararlar UNHCR tarafından değil, mültecileri kabul eden ülkeler tarafından verilmektedir. Uluslararası ve geçici korumaya başvuru ve kayıtla ilgili konularda destek alınabilecek kurumlardan bazıları aşağıdaki gibidir;
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ANKARA
Adres: Tiflis Cad. 552. Sok. No:3 Sancak Mah. 06550 Ankara
Telefon: 0312 409 70 00 Fax: 0312 441 21 73 VAN
Adres: İstasyon Mahalle, Terminal 1. Sokak Hayırlar Caddesi 40/2 Van
Telefon: 0432 2155470 – 2143630 Fax: 0432 2148404 UNHCR Danışmanlık Hattı
Adres : Aşağı Dikmen Mah. Galip Erdem Cad. No:42 Çankaya/ANKARA
Telefon : +90 312 427 55 83 +90 312 212 60 12 +90 312 212 60 13
Faks : +90 312 212 60 14 Faks : +90 312 212 60 15
E-posta : sgdd@sgdd.org.tr
Danışmanlık hattı : 444 48 68
Göç İdaresi Müdürlüğü YİMER 157 Türkiye’nin her yerinden 157, Yurt dışından ise +90 312 157 11 22 numaralı telefonu 7 gün 24 saat arayarak Türkçe, İngilizce, Arapça, Rusça, Farsça ve Almanca dillerinde hizmet alabilirsiniz. Yabancıların Türkiye’ye giriş, Türkiye’de kalış ve Türkiye’den çıkışları ile ilgili soru ve sorunları için, uluslararası Koruma ve Geçici Korumaya ilişkin iş ve işlemler için, farklı statülerle ülkemizde kalan yabancıların hak ve yükümlülükleri hakkında bilgi almak için, insan ticareti mağduru ihbar ve acil yardım çağrıları için YİMER 157’yi arayabilirsiniz. - Hizmetler ve Destek Mekanizmaları Savaş ve zulüm sebeplerinden dolayı ülkelerini terk eden kişiler hem geçici koruma hem de uluslararası koruma için GIGM’ye ve BMMYK’ya yapmış oldukları başvurular ve diğer konular hakkında GIGM ve BMMYK’den destek alabildiği gibi bunun yani sıra yine bu alanda çalışan sivil toplum örgütlerinden de destek alabilirler. BMMYK ve STK’lar Türkiye’deki mültecilere ve sığınmacılara; Eğitim faaliyetleri ve danışmanlık, Hukuki danışmanlık ve destek, Psikolojik ve psikiyatrik danışmanlık ve destek, Psiko-sosyal danışmanlık ve destek, Özel ihtiyaç sahiplerinin (risk altındaki kadınlar ve kız çocukları, risk altındaki çocuklar, yaşlı bireyler, LGBTI bireyler, seks işçileri, HIV ile yaşayanlar, idari gözaltında olanlar ve sınır dışı riskiyle karşı karşıya kalanlar, önemli sağlık problemleri olan bireyler, engelli bireyler) hak ve hizmetlere erişimine yönelik danışmanlık hizmetleri sunmaktadır. Bu hizmetlerin alınabileceği kurumlardan bazıları ve iletişim bilgileri aşağıdaki gibidir; Hizmet Birimleri Hizmet Birimlerinde mültecilerin uluslararası korumaya erişimine ilişkin destek faaliyetleri verilir. Bu kapsamda, – Kayıt, yer değiştirme, üçüncü ülke yerleştirmeleri, vb. ile ilgili bireysel bilgilendirme, farkındalık artırma, ilgili kurumlara yönlendirme ve süreç takibi desteği – Geri gönderme acil durumlarında hukuki destek – Uluslararası korumaya ilişkin bilgilendirme, eğitim faaliyetleri ve iletişim materyallerinin yaygınlaştırılması sağlanmaktadır. Bu hizmetlerden doğrudan Hizmet Birimlerine gelerek ya da Türkiye’nin her yerinden 0850 888 0 539 numaralı DESTEK HATTI’nı arayarak yararlanabilirsiniz. BİRLEŞMİŞ MİLLETLER MÜLTECİLER YÜKSEK KOMİSERLİĞİ (BMMYK) Kayıt ve başvuru süreçleriyle ilgili yönlendirmelerin yanı sıra hukuki destek vermektedir. Destek ve daha fazla bilgi için BMMYK’nin internet sitesine bakabilirsiniz. http://help.unhcr.org/turkey/tr/ Ankara Ofisi Adres: Tiflis Cad. 552. Sok. No:3 Sancak Mah. 06550 Ankara Telefon: 0312 409 70 00 Van Ofisi Adres: İstasyon Mahalle, Terminal 1. Sokak Hayırlar Caddesi 40/2 Van Telefon: 0432 2155470 – 2143630 MÜLTECİ HAKLARI MERKEZİ (REFUGEES RIGHTS TURKEY) Mültecilere yönelik hukuki destek, izleme ve vaka takibi hizmeti verir. Kurumun internet sitesi üzerinden de Türkiye’deki Uluslararası Koruma Prosedürü ve Uluslararası Koruma isteyen kişiler için Sağlık Hizmetleri, Eğitim Hakki ve İşgücü piyasasına erişim gibi konular hakkında bilgi alınabilmektedir. Web sitesi : www.mhd.org .tr Adres : Dr. Refik Saydam Cad. Dilber Apt. No: 39 Daire: 11 Kat: 4 Şişhane, Beyoğlu – İstanbul Telefon : +90 212 292 48 30 +90 212 292 48 33 E-posta : info@mhd.org.tr İNSAN KAYNAĞINI GELİŞTİRME VAKFI Yasal sorunlar alanında, sağlık ve eğitim konularında danışmanlık ve destek verir. UNHCR ile iş birliği yapan partner kurumlardan biridir. Adres: Yeni çarşı Cad. No: 34 Beyoğlu / İstanbul 34425 Telefon : +90 212 293 1605 Web Sitesi: http://www.ikgv.org/ SIĞINMACILAR VE GÖÇMENLERLE DAYANIŞMA DERNEĞİ (SGDD-ASAM) SGDD-ASAM; sığınmacı ve göçmenlerin hak ve hizmetlere erişimleri, psiko-sosyal iyilik halleri ve sosyal yaşama uyum konusunda destek verme amacıyla Türkiye’de 30’dan fazla ilde çeşitli faaliyetler yürütmektedir. SGDD-ASAM yaygın saha ofisleri ve mobil ekipleri aracılığı ile, bireysel olarak sığınma arayan kişilere yönelik yapmakta olduğu çalışmaların yanı sıra; kitlesel halde Türkiye’ye sığınmak zorunda kalan kişilere; acil insani müdahale gerektiğinde hızlı bir şekilde yardım ulaştırabilmek amacıyla kısa sürede sahada göreve başlayarak, ihtiyaç tespiti yapmakta ve insani yardım gereksinimlerini ilgili kamu kuruluşları ve ortaklarıyla birlikte karşılamaktadır. Adres : Birlik Mah. 415. Sok. No:11 Çankaya - Ankara İDARİ TELEFON HATTI: (0312) 212 60 13 DANIŞMANLIK HATTI: (0312) 212 60 12 E-posta:sgdd@sgdd.org.tr Web Sitesi : www.sgdd.org.tr MÜLTECİ DESTEK DERNEĞİ (MUDEM) Hukuki destek vermektedir. Doğrudan +90 312 427 27 02 numaralı destek hattından ulaşılabilir. Destek hattı: +90 312 427 27 02 Adres : ÜSKÜP CAD. ÇEVRE SOK. 6A/6 ÇANKAYA ANKARA Telefon : +90 0312 427 27 02 E-posta : info@multecidestekmerkezi.org Website :http://mudem.org/ CİNSEL SAĞLIK ve ÜREME SAĞLIĞI (CSÜS) - CSÜS Sağlık Hizmetleri Cinsel Sağlık, cinsellikle ilişkili enfeksiyonlar dahil hastalıkların olmaması ve aynı zamanda fiziksel, duygusal, zihinsel ve sosyal anlamda da iyi olma halidir. Üreme sağlığı ise insan yaşamının tüm aşamalarında, üreme sistemini ilgilendiren tüm alanlarda fiziksel, zihinsel ve sosyal açıdan tam bir iyilik hali olarak tanımlanabilir. Bütüncül bir yaklaşımla ele alındığında cinsel sağlık ve üreme sağlığı arasındaki ilişkinin önemi görülmektedir. Bu sebeple özellikle hak temelli sağlık hizmetlerine erişim kapsamında cinsel sağlık ve üreme sağlığı birlikte değerlendirilir. Cinsel sağlık ve üreme sağlığı kişilerin cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar , istenmeyen gebelik, zorlama, şiddet ve ayrımcılık riski olmadan cinselliğini gerçekleştirebilmesidir. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre cinsel sağlık ve üreme sağlığı; üreme sistemi ve işlevleriyle ilgili sadece hastalık ya da sakatlık olmaması değil, bedensel, zihinsel ve sosyal açıdan bütünüyle iyi olma durumudur. CSÜS; insanların doyurucu, güvenli, şiddetten uzak bir cinsel yaşamları, üreme yetenekleri ve bu yeteneği kullanıp kullanmayacakları konusunda karar verme özgürlükleri olması demektir. Cinsel sağlık ve üreme sağlığı, uluslararası insan hakları koruma mekanizmalarınca tanımlanmış ve çeşitli sözleşmelerle koruma altında alınmış temel insan hakları ile doğrudan ilişkileri belirtilmiştir. Bu bağlamda belirlenen haklar genel çerçeve olarak CSÜS Hakları olarak adlandırılır. Temel insan hakları, evrenseldir ve herhangi bir özel statü gerektirmeksizin ya da sınırlama olmaksızın herkes için geçerlidir. Haklar, ülkeler arası sözleşmelerle koruma altına alınır. Koruma kapasitesi, ülkelerin haklara erişim için sağlanması gereken hizmetleri uygulamadaki başarısına bağlıdır ancak yine de uygulamada yaşanan eksiklik ve sorunlar o hakkın olduğu gerçeğini değiştirmez. Hakların hayata geçirilmesi konusunda önemli belirleyiciler arasında, bu alanda sağlanan hizmetlerin erişilebilirliği yer almakta iken; bir diğer boyut da haklarla ilgili farkındalık ve bilgi sahibi olma, doğru zaman ve doğru mekanizma aracılığıyla hizmetlere erişim talebinde bulunabilmektir. CSÜS hizmetlerine erişimde bilgi ve farkındalık sahibi olmamanın yanı sıra, önyargılar nedeniyle toplumsal baskı ile karşılaşma ve sağlık personeli tarafından dışlanma, zorbalığa uğrama korkusu da söz konusudur. Bu durum özellikle gençler, LGBTİ’ler, seks işçileri, mülteciler, HIV ile yaşayanlar, madde kullanıcıları gibi toplumsal risklerle karşılaşan kişi ve gruplar için etkili olmaktadır. İnsani kriz yaşanan dönemlerde kriz mağduru toplumların ve/veya kişilerin CSÜS hizmetlerine erişimleri daha da güçleşmekte, bununla birlikte yaşamsal koşullara bağlı olarak cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar, riskli ve istenmeyen gebeliklerin yaşanması gibi risk faktörleri artmaktadır. CSÜS Sağlık Hizmetleri Türkiye’de uluslararası koruma ve geçici koruma altındaki kişiler ikamet ettikleri ilin İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne başvuru yaparak 99 ile başlayan geçici koruma numarası ve kayıt belgesi aldıktan sonra T. C. vatandaşlarıyla aynı koşullarda ve gerektiğinde eşit ücretler ödeyerek SGK kapsamındaki sağlık hizmetlerinden faydalanabilirler. MÜLTECILERIN CSÜS HIZMETLERI IÇIN BAŞVURABILECEKLERI SAĞLIK KURUMLARI VE HIZMETLER; Birinci Kademe Sağlık Kurumları Bu basamaktaki sağlık kurumlarından CSÜS kapsamında; – Ayakta temel muayene, teşhis ve tedavi hizmetleri – HIV dahil Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar (CYBE) için danışmanlık , tarama ve tanı testleri – Gebeliği önleyici yöntemler bilgisi ve danışmanlığı – Penis kondomu temini – Gebeliğin planlaması, istenmeyen gebeliklerin önlenmesine yönelik yöntemlerin uygulanması – Psiko-sosyal destek faaliyetleri gibi hizmetler ücretsiz olarak alınabilir. Yukarıdaki hizmetleri alabileceğiniz birinci basamak sağlık kurumları;
Aile Sağlığı Merkezleri (ASM)
– Hemen her mahallede bulunur.
Toplum Sağlığı Merkezleri (TSM)
– İl ve ilçelerde bulunur.
Göçmen Sağlığı Merkezleri (GSM) ve Göçmen Sağlığı Eğitim Merkezleri (GSEM)
– Mültecilerin temel sağlık hizmetlerine erişimi için özel olarak kurulmuşlardır. Bu merkezlerde Arapça konuşan personel istihdam edilir. Merkezlerle ilgili güncel bilgiye Sağlık Bakanlığı ve bulunduğunuz ildeki İl Sağlık Müdürlüğü’nden ulaşabilirsiniz.
Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri (TRSM)
– Toplum temelli ruh sağlığı modeliyle hizmet verir. İkinci Basamak Sağlık Kurumları Bu kademedeki CSÜS sağlık hizmetleri devlet hastaneleri, özel hastanelerde ve özel tanı ve tedavi kuruluşlarında verilir. Bu basamaktaki sağlık kuruluşlarından aşağıdaki hizmetleri alabilirsiniz; – CYBE’lere yönelik tüm tanı ve tedavi hizmetleri – Jinekoloji, üroloji, enfeksiyon hastalıkları ve dermatoloji polikliniklerinde kapsamlı muayene , tanı ve tedavi hizmetleri – Gebelik planlaması, gebelik takibi , doğum ve güvenli düşük hizmetleri Üçüncü Kademe Sağlık Kurumları Üniversitelerin eğitim ve araştırma hastaneleri ile özel dal hastaneleridir. Bu kurumlarda; – İleri düzey araştırma, tanı ve tedavi hizmetleri sunulur. – Cinsiyet geçiş sürecini başlatmak için üniversitelerin tıp fakültesi hastaneleri yada eğitim araştırma hastaneleri gibi 3. basamak sağlık kuruluşlarına başvurabilirsiniz. – HIV Enfeksiyonu ve Viral Hepatit tanı, takip ve tedavi hizmetleri alınabilir. Kamuya ait sağlık kurumlarındaki hizmetler 99 ile başlayan kayıt numarasına sahip mülteciler için ücretsizdir. Hastanelerde, ayaktan ya da yataklı, laboratuvar, poliklinik ve klinik hizmetlerinden ücretsiz yararlanabilirsiniz. Eğer İl Göç İdaresi Müdürlüklerine başvurarak kayıt yaptırmadıysanız ve 99 ile başlayan kimlik numarasına sahip değilseniz sunulan tüm acil sağlık hizmetlerinden ücretsiz olarak yararlanabilirsiniz. UNHCR Danışma Hattı Hastane personeli ile iletişim için tercümana ihtiyacı varsa ikamet ilindeki UNHCR kuruluşlarından destek alınabilir. UNHCR, çeşitli illerde Sığınmacı ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (SGDD – ASAM) ve İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı (İKGV) aracılığıyla destek hizmetlerini yürütür. İKGV HIZMET NOKTALARININ OLDUĞU ILLER; Ağrı – 0541 579 94 04 Ankara – 0312 428 30 11 Bilecik – 0228 212 11 64 Eskişehir – 0222 234 64 42 İstanbul Elmadağ – 0212 254 17 76 İstanbul Esenler – 0212 562 50 62 Kütahya – 0274 2223 26 27 Van – 0432 216 05 34 SGDD – ASAM HIZMET BIRIMLERININ OLDUĞU ILLER; Adana – 0322 226 01 11 Afyonkarahisar – 0272 214 49 13 Amasya – 0358 212 83 39 Aydın – 0256 518 73 51 Balıkesir – 0266 239 08 00 Bursa – 0224 222 32 21 Çanakkale – 0286 213 13 19 Denizli – 0258 261 67 66 Edirne – 0284 212 65 36 Erzurum – 0442 238 33 23 Gaziantep – 0342 220 01 77 Hatay – 0326 227 39 39 Isparta – 0246 202 20 12 İ İstanbul – 0212 251 67 44 İzmir – 0232 489 89 73 Kahramanmaraş – 0344 221 48 55 Kayseri – 0352 222 62 15 Kırşehir – 0386 212 37 07 Konya – 0332 353 06 53 Malatya – 0422 321 44 74 Mersin – 0324 290 59 41 Muğla – 0252 214 02 04 Nevşehir – 0384 212 18 52 Niğde – 0388 233 25 12 Samsun – 0362 4432 02 55 Sakarya – 0264 277 61 56 Şanlıurfa – 0414 312 12 00 Tokat – 0356 212 40 22 Osmaniye – 0328 825 64 81 Van – 0432 215 66 60 HACETTEPE ÜNIVERSITESI HIV/AIDS TEDAVI VE ARAŞTIRMA MERKEZI (HATAM) Ankara’da Hacettepe Üniversitesi bünyesindeki merkeze doğrudan başvurarak HIV ve diğer cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlarla ilgili bilgi ve danışmanlık alabilirsiniz. Adres: Hacettepe Üniversitesi Merkez Kampüs İç Hastalıkları Binası Kat:1 Sıhhiye/ANKARA Telefon: 0312 322 12 71 Web Sitesi: www.hatam.hacettepe.edu.tr EGE ÜNIVERSITESI HIV/AIDS ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZI (EGEHAUM) İzmir’de Ege Üniversitesi bünyesinde kurulan EGEHAUM, HIV’e yönelik araştırma ve bilimsel çalışmalarının yanı sıra destek birimi faaliyetleri de yürütülmektedir. HIV ile ilgili bilgi, destek ve danışmanlık için doğrudan EGEHAUM Destek Birimini arayabilirsiniz. Adres: Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Polikliniği Bornova/İZMİR Destek Birimi Telefon: 0232 390 29 68 Merkez Telefon: 0232 390 29 82 Web Sitesi: www.egehaum.com POZITIF YAŞAM DERNEĞI İstanbul’da yer alan dernek tanı öncesi, tanı ve tedavi sürecinde destek hizmetleri sağlamaktadır. HIV ile ilgili bilgi edinmek, test öncesi ve sonrası danışmanlık almak, ücretsiz ve anonim test yaptırmak ve tanı sonrası akran danışmanlığı, tıbbi ve psiko-sosyal destek ve hukuk danışmanlığı almak için Pozitif Yaşam Derneği’ne ulaşabilirsiniz. Telefon: 216 418 10 61 Web Sitesi: www.pozitifyasam.org BEŞIKTAŞ BELEDIYESI SAĞLIKLI YAŞAM MERKEZI İstanbul Beşiktaş Belediyesi Sağlıklı Yaşam Merkezi’ne giderek hafta içi her gün 9:30 – 16:30 saatleri arasında ücretsiz ve anonim HIV testi yaptırabilir, bilgi, danışmanlık ve ücretsiz penis kondomu alabilirsiniz. Adres: Cihannuma Mah. Bostancı Veli Sok. 5/A Telefon: 0212 258 24 16 ŞIŞLI BELEDIYESI MERKEZ POLIKLINIĞI Şişli Belediyesi Merkez Polikliniği’ne başvurarak hafta içi her gün 17:00 – 20:00 saatleri arasında ücretsiz ve anonim HIV testi yaptırabilirsiniz. Merkez Polikliniğinde LGBTİ bireyler için bulaşıcı hastalık ve test danışmanlığı da verilmektedir. Adres: ŞİŞLİ BELEDİYESİ EK HİZMET BİNASI 2. KAT, MERKEZ MAHALLESİ, DARÜLACEZE CAD. NO:12/1 ŞİŞLİ/İSTANBUL Telefon: 0212 234 48 31 / 0212 232 18 43 ÇANKAYA BELEDIYESI HALK SAĞLIĞI MERKEZI Ankara Çankaya Belediyesi Halk Sağlığı Merkezi’ne giderek ücretsiz ve anonim HIV testi ve danışmanlık hizmetlerinden yararlanabilirsiniz. Adres: Çankaya Belediyesi Maltepe Yerleşkesi KADIN SAĞLIĞI DANIŞMA MERKEZLERI UNFPA (Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu), ECHO (Avrupa Topluluğu İnsani Yardım Ofisi) desteği, Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve çeşitli sivil toplum kuruluşları ile üniversitelerin işbirliği ile hizmet veren merkezlerdir. Çeşitli illerde yer alan bu merkezlerde kadın ve genç kızlara yönelik sağlık danışmanlığı, üreme ve kadın sağlığı eğitimleri, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet (TCDŞ) vakalarının takibi gibi hizmetler verilir. LGBTİ’ler, HIV ile yaşayanlar ve seks işçileri bu merkezlerden yararlanabilir. Merkezlerin bulunduğu iller aşağıdaki gibidir; – Adana (Seyhan ve Yüreğir) – Adıyaman – Ankara (Ulubey, Yenimahalle, Altındağ, Mamak) – Batman – Bursa (Yıldırım, Osmangazi) – Diyarbakır – Eskişehir (Odunpazarı) – Gaziantep (Şahinbey, Nizip) – Hatay (Reyhanlı, Bayrampaşa, Tarlabaşı, Fındıkzade, Zeytinburnu) – İzmir (Bornova, Konak) – Kahramanmaraş -Kocaeli – Mardin (Kızıltepe, Artuklu) – Mersin – Konya (Meram, Selçuklu) – Şanlıurfa (Harran, Yenice, Devteşti, Süleymaniye, Eyyübiye) GENÇLIK MERKEZLERI UNFPA (Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu) ve Toplum Gönüllüleri Vakfı(TOG) işbirliği ile mülteci gençlere hizmet veren merkezlerdir. Gençlik Merkezleri, mülteci gençlerin sosyal entegrasyonu ve cinsel sağlık üreme sağlığı hizmetleri, psiko-sosyal destek hizmeti gibi destek mekanizmalarına genç dostu yollarla ulaşmalarını sağlamayı amaçlar. Gençlik merkezlerin bulunduğu iller aşağıdaki gibidir; – Toplum Gönüllüleri Vakfı Ankara Gençlik Merkezi, Ankara – Toplum Gönüllüleri Vakfı Diyarbakır Gençlik Merkezi, Diyarbakır Merkez – Toplum Gönüllüleri Vakfı Hatay Gençlik Merkezi, Hatay Antakya – İzmir Bulut Öncü Gençlik Merkezi, İzmir Konak HIZMET BIRIMLERI Hizmet Birimleri kapsamında doğrudan mülteci LGBTİ’ler, HIV ile yaşayanlar ve seks işçilerine yönelik CSÜS konusunda bilgilendirme, farkındalık artırma, danışmanlık ve yönlendirme hizmeti verilecektir. Ankara, Mersin, Eskişehir ve İstanbul’da yer alan Hizmet Birimlerine gelerek CSÜS bilgilendirmesi alabilir, yapılan farkındalık çalışmalarına katılabilir, ücretsiz penis kondomu edinebilir, HIV ve diğer cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar hakkında bilgi alabilir, tanı ve tedavi için ilgili sağlık birimlerine yönlendirme ve takip desteği isteyebilirsiniz. Hizmet Birimlerinin olmadığı illerde bilgi almak ve saha çalışanlarına ulaşmak için 539 0 888 0850 numaralı ücretsiz Danışma Hattını arayabilirsiniz. Trans Mülteciler için Cinsiyet Geçiş Süreci Türkiye’de cinsiyet geçiş cerrahisi resmi süreç olarak belirli 3. basamak hastanelerde yürütülmektedir. Hem devlet hastaneleri hem de özel hastanelerde cinsiyet geçiş operasyonlarını yaptırmak mümkündür ancak süreci başlatmak için cinsiyet değişikliğine izin davası açılmalı ve Cinsel Kimlik Konseyi bulunan bir eğitim ya da araştırma hastanesinin psikiyatri bölümüne başvurulmalı/sevk alınmalıdır. Cinsiyet geçiş süreci adımları sırasıyla aşağıdaki gibidir; – Cinsiyet Geçiş İzin Davasının açılması – Cinsel Kimlik Konseyi’nin bulunduğu bir eğitim/araştırma hastanesine sevk – Psikiyatrik gözlem süreci ve değerlendirme(6 ay – 2 yıl) – Hormon Terapisi (en az 6 ay) – “Üremeden yoksun olup ruh sağlığı açısından ameliyat olması zorunludur” ibareli resmi sağlık raporunun alınması – Cinsiyet değişikliğine ilişkin ilgili mahkemeden izin kararının alınması – Cinsiyet geçiş ameliyatı – Kimlik değişikliği işlemleri Cinsiyet Kimlik Konseyi bulunan eğitim/araştırma hastaneleri, 3. basamak kamu hastaneleri olduğu için kayıtlı ve 99 ile başlayan kimlik numarasına sahip olan mülteciler buradaki hizmet süreçlerinden ücretsiz yararlanabilirler. Cinsiyet değişikliğine ilişkin mahkeme izin kararı alındıktan sonra cinsiyet geçiş ameliyatı devlet hastaneleri ya da özel hastanelerde yaptırılabilir. Devlet hastanelerindeki sağlık hizmetleri 99 ile başlayan kimlik numarasına sahip mülteciler için ücretsiz olmakla birlikte özel hastane hizmet bedellerinin kişilerin kendisi tarafından karşılanması gerekir. BAŞVURU YAPILABILECEK HASTANELERDEN BAZILARI; ❖ Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi ❖ Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ❖ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ❖ Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ❖ Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ❖ Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ❖ İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi ❖ İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi ❖ Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi ❖ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ❖ Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi ❖ Kocaeli Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi ❖ Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Hizmet Birimlerindeki CSÜS hizmetleri kapsamında cinsiyet geçiş süreci ile ilgili bilgi alabilirsiniz. Hizmet Birimlerine gelerek cinsiyet geçiş süreci hakkında bilgi istediğinizi dile getirebilir, sorularınızı sorabilir ve ilgili kurumlara yönlendirilme desteği isteyebilirsiniz. - Cinsel Sağlık Hijyen Öz bakım ve temel hijyenle ilişkilidir. El, yüz temizliği, banyo alışkanlığı cinsel hijyeni de doğrudan etkiler. Cinsel hijyeni sağlamak için öneriler; – Elleri sabun ve su ile sık sık yıkamak – Dış üreme organlarını temiz ve kuru tutmak – Dış üreme organları temizliğinde jeller, ıslak mendil, parfümlü solüsyonlar vb. kullanmamak – Pamuklu ve vücudu sıkmayan iç çamaşırları kullanmak, iç çamaşırı temizliğine önem vermek – Cinsel ilişki sonrası ve tüm diğer durumlarda idrar yapma isteğini ertelememek – Hijyenik ped ve tampon kullanımında en fazla 3 – 4 saatte bir ped ve tamponu değiştirmek, her değiştirmede üreme organı temizliğini yapmak – Başkalarına ait havlu, mayo, iç çamaşırı vb. kullanmamak – Olası hastalıklarda erken tanı için düzenli sağlık kontrolü yaptırmak – Cinsel ilişki öncesi diş fırçalamamak, bu evrede ağız bakımını sadece ağız çalkalama ürünleri ile yapmak. - Gebeliği Önleyici Yöntemler Gebelik süreçlerinde çift ve/veya bireylerin istedikleri sayıda çocuğa sahip olması ve gebelikle ilgili sorumluluklarını alarak karar verebilecek bilgi, eğitim ve imkana sahip olmaları önemlidir. Erken, ileri yaşlardaki gebeliklerde, sık gebeliklerde ve istenmeyen gebeliklerde riskli gebelik oranları artar. Genel sağlık durumunu olumsuz etkileyen ve ölümle sonuçlanabilecek sağlık sorunları yaşanabilir. Gebeliği önleyici yöntemlerin doğru kullanımı için sağlık personelinden bilgi alınmalı, kişinin tercih ve ihtiyaçlarına göre bir yada birden fazla yöntemden oluşan gebeliği önleme şekli planlanmalıdır. Bütüncül bir cinsel sağlık ve üreme sağlığı için düzenli olarak sağlık kontrolleri yaptırılmalıdır. Kayıt belgesine sahip mülteciler gebeliği önleyici yöntemlerle ilgili bilgi ve uygulama için Sağlık Bakanlığı’na bağlı birinci basamak sağlık kurumu olan Göçmen Sağlığı Merkezleri, Aile Sağlığı Merkezleri, Toplum Sağlığı Merkezleri, Kadın Sağlığı Merkezlerine başvurabilirler. Gebeliği önleyici yöntemlerden bazıları aşağıdaki gibidir; GEBELIĞI ÖNLEYICI HAP VE İĞNELER Başarılı olması için düzenli kullanımları zorunludur. Hormonal mekanizmalar aracılığıyla döllenme ve/veya gebeliğin oluşması engellenir. DERI ALTI KAPSÜLLERI (İMPLANTLAR) Cilt altına yerleştirilen kapsülün düzenli salgıladığı hormonlar aracılığı ile tıpkı hap ve iğnelerde olduğu gibi gebeliğin oluşması önlenir. Kapsül, bu konuda eğitim almış sağlık personeli tarafından üst kolda deri altına yerleştirilir. 3 yıla kadar etkisi vardır. RAHIM İÇI ARAÇ (RİA) Rahim içine yerleştiren araç döllenme ve/veya gebeliğin oluşması engellenir ve aracın türüne göre 10 yıla kadar koruma sağlayabilir. Bu konuda eğitim almış ve sertifikalı sağlık personeli tarafından uygulanmalıdır. YUMURTALIK TÜPLERI VE SPERM KANALLARININ BAĞLANMASI Yumurtalık tüpleri ve sperm kanalları basit cerrahi girişim ile kapatılır. Yumurtalık hücresi ile sperm birleşmesi yaşanamaz ve döllenme gerçekleşmez. ERTESI GÜN HAPLARI Düzenli bir gebeliği önleyici yöntem değildir. Acil gebeliği önleyici yöntem olarak da bilinir. İsteğe bağlı ya da şiddet sonucu korunmasız cinsel ilişki sonrasında bu yöntem kullanılabilir. Hapın türüne göre 72/120 saat içerisinde alınmalıdır. Ne kadar erken kullanılırsa o kadar etkilidir, gebelik oluştuktan sonra herhangi bir etkisi yoktur. Eczanelerden temin edilebilir. KONDOM (ERKEK KONDOMU) Kondomun diğer gebeliği önleyici yöntemlerden farkı, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara karşı koruyucu olan tek yöntem olmasıdır. Temel olarak meninin kondom içinde tutulmasını sağlar, cinsel bariyer olarak vücut sıvılarının (vajinal sıvı ve/veya prostat sıvısı ve meninin) partnere temasını engeller. Kondom, gebeliği önleyici yöntemlerden biri olmasının yanı sıra cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara karşı korunma için de kullanılmalıdır. Kondomlar, üst üste birden fazla kez kullanılmamalı, her birleşme öncesinde yenilenmelidir. Gerek cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar gerekse gebeliği önlemek için birleşmenin başından sonuna kadar kondom kullanılmalıdır. Yalnızca boşalma (ejakülasyon) öncesi kullanılan kondom yeterli bir koruma sağlamayacaktır. Ejakülasyon öncesi salgılanan prostat sıvısı CYBE ajanları ve sperm barındırabilmektedir.